Günlük yaşamda, özellikle pandemi sonrası dönemde dezenfektan kullanımı neredeyse alışkanlık haline geldi. Peki kullandığımız dezenfektanların gerçekten etkili olup olmadığını hiç düşündünüz mü? Ya da bu ürünlerdeki alkol oranının etkinlik kadar buharlaşma süresini de etkilediğini biliyor muydunuz? Dezenfektan analizi, bu sorulara bilimsel yanıtlar sunar.
Dezenfektanların temel etken maddelerinden biri etanol, izopropil alkol gibi alkol türevleridir. Bu maddeler mikroorganizmaların protein yapısını bozarak etkili bir dezenfeksiyon sağlar. Ancak alkolün miktarı kadar türü de önemlidir:
Buharlaşma süresi, dezenfektanın yüzeyde kalma süresiyle doğrudan ilişkilidir. Hızlı buharlaşan alkol türevleri mikroorganizmalara tam temas edemeden yok olabilir. Bu da etkisiz bir uygulamaya neden olur. Bu nedenle doğru formülasyona sahip ürünlerin seçilmesi kritik önem taşır.
Profesyonel dezenfektan analizi, alkol oranı ve buharlaşma süresinin yanı sıra ürünün bakterisit, fungisit ve virüsit etkilerini de ölçümleyerek güvenli kullanım sağlar.
Laboratuvar ortamında yapılan analizlerde:
Türkiye ve Avrupa'da, dezenfektan ürünleri Biyosidal Ürünler Yönetmeliği kapsamında değerlendirilir. Bu nedenle piyasaya sürülen her ürünün Dezenfektan Fiziksel ve Kimyasal Analizleri ve Biyosidal Ürün Analizleri ile desteklenmesi gereklidir.
Alkol türevlerinin doğru oranlarda ve uygun formülasyonla kullanılması, etkili ve güvenli bir dezenfektan oluşturmanın anahtarıdır. Bu süreçte dezenfektan analizi yapan güvenilir laboratuvarlarla çalışmak, hem üretici hem de tüketici açısından büyük önem taşır.
Etanol ve izopropil alkol en yaygın ve etkili alkol türevleridir.
Etkin bir dezenfeksiyon için genellikle %60-80 arası alkol oranı tavsiye edilir.
TTS Laboratuvar gibi akredite test laboratuvarlarında yapılır.